Wednesday, December 4, 2013

Beyaz yilba$i / WHITE CHRISTMAS

Yeni Yil ile ilgili tum rituelleri cok seviyorum , insana yukledigi yenilenme beklentisini ve beraberindeki tum hazirliklari da .. Cam agaclari , suslemeler , hediyeler icimi mutlulukla dolduruyor . Yeni Yil'a nasil girersen butun yilin oyle gececegine de inaniyorum .

Bu sene geleneksel goruntuden farkli , sade , $ik ve karin simgesi olan beyaz yilbasi yasamayi planliyorum ailemle birlikte ve esinlendigim suslemeleri uygulamak icin sabirsizlaniyorum .

         


      Hala havaya girmediyseniz bu imajlarin ise yarayacagini dusunuyorum 



Yılbasinda cam agaci suslemenin tarihcesini bir cok kimse biliyordur ama hatirlatmakta fayda var .

Yaprak dokmeyen ağaçların, ölümsüz yaşamın simgesi olarak benimsenmesi çok eskiye dayanır. Türkler, Çinliler, Mısırlılar, Avrupa’daki Pagan topluluklar ve Yahudiler aynı düşünceyle bu ağaçlara dinî ritüellerinde yer vermişlerdir.
Süslü Noel ağacı geleneği en çok Almanya’da yaygındı. 1605’te başlayan çam süslemesi daha sonra Avusturya, İsviçre, Polonya ve Hollanda’da yayıldı. Göçmen AlmanlarınKuzey Amerika’ya XVII.asırda götürdükleri Noel ağacı, XIX.asırda moda oldu.Kraliçe Victoria döneminde, XIX.asır ortalarında Noel ağacı geleneği İngiltere’de yayıldı. Kraliçenin Alman asıllı eşi Prens Albert ülkesinin bu geleneğini İngilizlere benimsetti. Çam dallarına kâğıt zincirlerle asılmış güller, rengarenk kurdeleler, mum, şekerlemeler, kek ve meyveler ana süsleri oluşturuyordu. Japonya ve Uzak Doğu’yaXIX. ve XX. asırda Batılı misyonerlerin tanıttığı Noel ağacı geleneği, ince işlenmiş kağıt süsler, renkli fenerlerle donatılmaya başlandı.

Türkler bu geleneğe yabancı değildi. Çünkü Tarih Öncesine dayanan ağaç kültünde,Hayat Ağacı ve rengarenk çaputlarla süslenmiş Dilek Ağacı geleneği günümüzde de, Asya’nın en doğusundan Balkanlar’a kadar her yerde yaşamaktadır.
Bu tezi ünlü Sümerolog, yaşayan çınar Dr. Muazzez İlmiye Çığ'da dogruluyor .
"Çam ağacı süslemek tamamıyla Türk adetidir. Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur ediliyor. Bu hayat ağacı. Türklerde güneş kutsal ama tanrı olarak kabul edilmiyor. 22 Aralık'ta güneş yeniden fazla olarak dünyayı aydınlatmaya başlayacak. Günler uzamaya başlayacak. Türklerin göktanrısı gün ile geceyi tanzim ediyor gökte. Sözde gün ile gece sürekli münakaşa halinde. 22 Aralık'ta gün geceyi yeniyor. Bunu "Yeniden doğuş bayramı" Türkler kutluyorlarmış. Türkistan'da bir ağaç varmış, akçam, ve bu akçam başka yerde yetişmiyormuş. Akçam getirip eve koyuyorlar, akçamın altına o sene Tanrı onlara güzel şeyler verdi, güzel bir yaşam verdi diye Tanrı'ya hediyeler koyuyorlar. Dallarına da ertesi sene için Tanrı'dan niyaz ettikleri şeyler, adak olarak istedikleri şeyler için paçavra veya kurdela koyuyorlar. O günlerde büyük bayram, şenlik yapıyorlarmış. Aileler toplanıyor, büyükler varsa ziyaret ediliyor, özel yemekler yeniliyor, güzel elbiseler giyiliyor.Bu adetin Turkler sayesinde Avrupa'ya tasindigini ileri suren tarihci , konunun Noel ile bir alakasi olmadigini soyliyerek , '' İznik Konsili'nde pagan adeti gorulen bu adeti İsa'nin dogusu olarak kabul edelim diyorlar ve bu adet Hristiyanlara geciyor . Ama agac susleme pek yok , 16. yy'da Almanya'da basliyor , daha sonra Fransa'ya geciyor ve dunyaya yayiliyor ." diyor .

Umarim buradaki bilgiler sırf bize ait bir gelenek olmadığı için uzak duranları yılbaşı ruhuna yakınlaştırır.
Çünkü yılbaşı yılın en şahane zamanıdır:)))

No comments:

Post a Comment