Thursday, December 19, 2013

Kuba - Varadero - Havana Seyahati

Kuba yillardir gitmeyi hayal ettigimiz bir ulkeydi . Hazir Toronto'dayken hayallerimizi gerceklestirmek uzere kardesim ve ailesi ile birlikte yola ciktik .
Ilk duragimiz turkuaz rengi denizi ve bembeyaz kumlariyla Kuba'nin en onemli turistik merkezi tropical bir cennet olan Varadero .
1950 ' lerde Amerikalilarin yazlik olarak kullandigi bir yerlesim merkeziymis . Onceleri kiyiya yakin bir ada iken sonra kara yolu ile ana karaya baglanmis .

Varadero'da beni en cok , insanlar , yorgun yillanmis mimari , salsa ve klasik arbalarin muhtesemligi etkiledi .

Atlas Okyonusunun sularinda yuzmek ruya otesi bir seydi . Bembeyaz kumlarin keyfini cikardik . Mojito ve PinaColada'nin tadina doyamadik 

Kaldigimiz tatil koyu oldukca buyuktu . Palmiye agaclari , harika dogasi ve simdiye kadar gordugum en guzel deniz ve kumsaliyla beklentimizin ustundeydi .

Varadero'dan Havana'ya gunu birlik bir gezi yaptik . Yaklasik 150 km uzakliktaki yol guzergahi uzerinde bir cok yer ve mekan gorduk .

Havana yolu uzerinde Kuba’nin en yuksek koprusu Bacunayagua . Viyadugun yuksekligi 110 metre , minik bir seyir tepesi olan El Mirador'dan manzaraya doymanin imkani yok . 
Casablanca bolgesinden Havana manzarasi . Bu bolgedeki 20 mt yuksekligindeki '' Cristo De La Habana '' Isa heykeli sehri kutsamak uzere yapilmis . 



Havana Korfezi'ne tam karsidan bakan Casablanca bolgesinin tepesinde yer alan , Casa del Che , La Cabana Kultur Merkezi diye adlandirilan Askeri Kompleks icinde yer almakta .
Che’nin yatak odasi , kullandigi esyalar ve hayran oldugum bu karizmatik adamin fotograflari bu muzede sergilenmekte .
Beni asil sasirtan muzenin girisindeki duvarda , Ernesto Che imzalı paragrafda Nazim Hikmet'ten bahsetmesi . “ From now on it would not consider my death a frustration , hardly as Hikmet : I will only take to the tomb the regret of an unconsumed song .“ - Bundan boyle tipki Hikmet'in yaptigi gibi , olumumu rahatsiz edici bir olgudan daha fazlasi olarak degil , yarim kalmis bir sarkinin acisi olarak gorecegim ." ceviri buradan

 VEEE  HAVANA ....
Havana , yani Kuba'lilarin deyimiyle La Habana hem Kuba'nin hem de Karayip'lerin en buyuk sehri . Buyuleyici ve canli . Bakirligini korumus mimarisi ve tarihi dokusu beni buyuledi . UNESCO’nun korumasi altinda olan La Habana Vieja dedikleri Eski Havana (Old Town) kentin en cok gorulmesi gereken yeri . Burasi barok ve neoklasik anitlarin oldugu en eski Ispanyol koloniyal yerlesim bolgesi . Uzun yillar Ispanyollarin somurgesi altinda kaldigindan sokaklarda Ispanyol esintisi hala goruluyor .

Kuba halki yoksul ama bir o kadar da mutlu insanlar . Yasam bicimleri bambaska , inanmasi zor , hayal gibi , hayatin gerceklerini yuzunuze carpan hayatlar .. Ve her gercekligin inadina dimdik ayakta duran , gulumseyen , dans eden insanlar ... Muzik , bir Kubalinin olmazsa olmazi . Onlar icin muziksiz bir yasam dusunmek imkansiz gibi .. Ayni zamanda bir ' Vintage Car Lover ' cenneti ☺ Bu araclar 1959 devrimi sonrası sahipleri tarafindan terk edilmis , Castro'da hepsine el koyup ya halka dagitmis ya da devlet hizmetine sokmus .
Kentin simgesi olan Capitol binasi , Amerika’nin beyaz sarayinin biraz kucultulmusu sanki ;)


Kuba edebiyat bakimindan da oldukca zengin bir mirasa sahip . 19. yy'da yasamis sair Jose Marti onemli Kubali edebiyatcilardan . Unlu sarki '' Guantanamera '' Kuba'nin devrimci kahramani Jose Marti'nin eseriymis .
Hemingway'in bir cok unlu eserini kaleme aldığı Hotel Ambos Mundos . Yazar bu oteli '' yazi yazmak icin guzel bir yer '' olarak tanimlamis , birkac yil burada kalmis ve 511 numarali odada '' Çanlar Kimin Için Çalıyor '' kitabinin bir bolumunu kaleme almis . Amerikali unlu yazarin bu otelde kaldigi oda restore edildigi icin malesef gezemedik . 
Habana Vieja'da bulunan " Obispo Sokagi " sehrin en canlı bolgesi ve Ernest Hemingway'in en sevdigi barlar da burada . Mohito ictigi " La Bodeguita del Medio " ve daiquiri kokteylini ictigi " La Floridita " barlari Habana Vieja semtinin en guzel mekanlari . Floridita barin kosesinde Hemingway’in bronz heykeli sanki hep oradaymis hissi veren etkili bir goruntu olusturmakta .
Victor Hugo , Kuba'da hic yasamis olmasina ragmen ziyaretlerinde kaldigi 19. yuzyila ait neoklasik ev , Fransiz yazari onurlandirmak icin muze haline getirilmis 

Rom seker kamisi ozunden yapilan Kuba’nin milli ickisi . Kuba’ya ozgu kokteyller gercekten muhtesem , en unlusu Mojito olmakla beraber Pina Colada en hosuma giden ickiydi . Elbette bu ickileri bir Havana barinda canli Kuba muzigi esliginde icmenin keyfine diyecek yok . Cristal ve Bucanero isimli iki bira markasını da heryerde bulabilirsiniz.  



Plaza de Armas kentin en guzel meydanlarindan biri . Meydanda agaclarin golgesinde canli muzik yapanlar , sokak ressamlari ve ikinci el kitap satilan tezgahlar var. Tezgahlarda Che, devrim ve F.Castro ile ilgili kitaplar , pullar , antika esyalar satiliyor , adeta acik hava da bir sahaflar carsisi gibi .
'' Plaza De La Catedral ''Katedral Meydani . Yillar once bataklik olan bu meydan , adini degisik donemlerde yapimi devam ettigi icin kuleleri asimetrik olan katedralden ( Catedral De La Habana ) aliyor .Katedralin barok tarzi gorkemli on cephesi gorulmeye deger .


Malecon caddesi , Centro Habana'nin deniz kiyisi boyunca uzaniyor. Sahil yolundaki binalarin bazilari restore edilmis , bazilarinda restorasyon calismalari devam ediyor ama sokak aralarinda pek cok bina bakimsiz ve hatta yikik durumda . Bu semt 20.yy basinda Amerikali turistlerin en populer eglence bolgesiyken , devrim sonrası varos bir mahalle gorunumunu almis .
“ Plaza de la Revolucion ” halk devriminin gerceklestigi , Fidel Castro ve diger politikacilarin konusmalarini yaptigi meydan . Bu unlu meydanda Kuba’nin iki milli kahramanin , José Martí 'nin Aniti ve Icisleri Bakanligi’nin duvarinda demirden yapilmis Che Guevara rolyefi bulunmakta .


En cok dikkat ceken seyse koloni doneminden kalan pek cogu harap sekildeki binalardi . Yogun restorasyon calismalari hala surmekte olan bu Ispanyol kolonyal tarzi guzel bir mimariye sahip binalarin cogunun onarima ihtiyacı var ...
  
Aklım ve kalbim Kuba’da kaldı . Romlari , Mojitolari , danslari , klasik arabalariyla yasanasi bir cennet gibi , defalarca gitsem doyamam gibi hissediyorum…
Kacinilmaz degisimden nasibini almadan once gorulmesi gereken bir ülke … Iyi ki bu macerayi yasadik .

3 comments:

  1. Ama bayıldım ben tüm fotoğraflaraa :) Öyle kıskandım ki şu anda :) Küba ne güzel bir ülkeymiş, çok güzel bir gezi olmuş, sizin adınıza çok sevindim :) Ayrıca tekrardan mutlu yıllar :) Doğum gününüz kutlu olsun :)

    ReplyDelete
  2. Tesekkurler :) Guzel bir hafta dilerim <3

    ReplyDelete
  3. Ayferiiimmm, ellerine saglik, ne kadar ozel ve guzel hazirlamissin, vallahi sanki birlikte gitmemisiz gibi baktim fotograflara, merakla okudum, heyecaniyla dolup tastim <3... ayrica da doyamadim:)
    tekrar tekrar donup okuyasim var..
    bayildim, bayildimmmmm, mcuxxxX

    *simdi birkez daha, asagidaki muzik esliginde okuyup, tekrar bakicam resimlerimize:)))

    ReplyDelete